Düğünüzü yaptık. İşte düğünden can alıcı anektodlar


- Yuse hanım her zaman ki gibi şıktı. Dekoltesini örtmek için kullandığı hand made etol inanılmaz yaratıcı bir beynin eseriydi. Özellikle boynuna takmış olduğu gerçek taşla, davetlilerin dikkatini üzerinde topladı. Gecenin ilerleyen saatlerinde, Trakya yöresine ait kıpır kıpır ezgilerin eşliğinde yaptığı dans gözkamaştırıcıydı.

- Çevre hanım, nihaka gelirken giymeyi tercih ettiği beyaz ağırlıklı uzun eteğini, düğün yemeği için değiştirerek, teniyle tezat oluşturan siyah, yakası ve etekleri iğneardı işi, özgün motiflerle süslü, mini bir elbise ile katılmayı uygun gördü. Boynuna kibar ince sıralı, muhtemelen topaz olduğunu tahmin ettiğimiz zarif bir kolyeyle tamamladı kıyafetini. Gece boyunca masaya gülücükler saçarken, varlığı ile düğün sahiplerini mutlu etti.

- Serbinaz hanım, her zaman ki ağırbaşlı havasını korumuş, pantalon ve bluz ile katılmıştı davete. ama pantalonuna takmış olduğu ham ipek kemerle, kıyafetine bi hareket katmayı becermiş, platin kuaförde seçildiği belli fönlü saçları ile göz doldurdu. Bu hanımefendimiz de Çevre hanım gibi, davet sırasındaki müziğe eşlik edip tempo tutmayı ihmal etmediği gibi, nezaketle çağrıldığı danslara icabet ederek sevenlerini sevindirdi.

- Adanın kızı dudu, en şıklardandı. Siyah ve kırmızı ekose kumaştan ibaret olan tek parça elbise ile davete katılan dudu hanım, elbisesinin kloş etekleri ucuna özenle iliştirilmiş siyah tüllerle, gecenin prensesi gibiydi. Adasının zevki ve muhtemelen Paris'ten almış olduğu kırmızı rugan ayakkabıları ile gece boyunca hiç oturmadan tüm davetlilerin dikkatini üzerine topladı. Davetin ilerleyen saatlerinde ayakkabısını çıkarmasıyla neredeyse yeni bir moda yaratacaktı. Kendi tasarımı olduğunu düşündüğümüz dans figürleri, diğer davetliler tarafından istense de tekrarlanamadı.

Bi düğün böyle geçti gitti. Onlar ermiş muradına biz çıkalım kerevitine, gökten üç elma düştü, düşer düşmez kapışıldı. bu düğün sonunda da bana çiçekleri yemlemek, balıkları sulamak düştü. saygılarımla.