İNCİR ÇEKİRDEĞİ

06 Eylül 2006

düğün mü düğün 2


Çok kıymetşinas konuşamam insanı, bir alttaki postta göreceğiniz üzre düğünümüzün en nadide simalarının esvaplarını ince ince irdelemiş. Düğün sevmeyen ve çok mecbur kalmadıkça böylesi organizasyonlarda arz-ı endam eylemeyen bir evladı olaraktan ben de, taa sabahın köründe başlayan telaşımızı anlatmak istiyorum müsadenizle.

Demin de dedim ya ben öyle cakkıdı cakkıdı düğün işlerinden pek hazzetmiyorum. Bu yüzden düğün sezonları tahmin edemeyeceğiniz kadar eziyet veren bir hal alıyor şahsım için. Hatta pek münevver validemle düğünlere iştirak dışında başka hiç bir konu için meydan muharebesi yaptığımız görülmemiştir. Durum o kadar vahim yani...

Hal böyle iken, aynı hafta sonu iki adet kaytarma şansımın bulunmadığı düğün organizasyonunun olması ve benim bunlar için yoğun bir hazırlık telaşı içerisinde bulunmam valide sultanımın gözyaşlarına boğulmasına neden oldu.

Cumartesi gecesi iştirak ettiğim çok sevdiğim üç bebenin, bol protokol sosyetik sünnet organizeyşınını anlatamak istemiyorum şimdi. aynı masayı paylaştığım yaşı genç ama mabadları sandalyelere yapışık sevgili arkadaşlarım münasebetiylen canım emre'ylen kendimizi yemeğe verdiğimizden pek bi elektrik alamadım düğünden (bunu da kuaförde yeni ergen bi vatan evladından duydum, sölemesem çatlardım hafazanallah).

Her neyse, gelelim pazar gününe. Sabah sabah telefonumun canhıraş çalması üzerine uyandım. Uyandım dediysem, tek gözümü açtım yani. Telefonun diğer ucundaki pervin az kuru hanım; "yuse hanım randevumuza geç kaldık!!! sen yosun bağlıycan uyuya uyuya!!!" diyerek, benliğimde tamiri imkansız bir hasar bıraktı. Kapalı bulunan diğer gözümü de açmak zorunda kaldım ne yazık. Evet, bizim akşam üzeri katılmamız gereken nikah ve arkasından bir yemek programımız vardı. Bunu için haftasonları neredeyse metrekareye üç kadının düştüğü bir kuaförden randevu almıştık. Yüce rabbim ne azaaaapppp... Telefonu kapatır kapatmaz ben de adaaanım'ı aradım. Çünkü onun da bu gerçekle yüzleşmesi lazımdı. Bizim daha güzel(!) görünmek için o eziyeti göze almamız lazımdı. Önce pervin hanım, yarım saat kadar sonra şahsım ve nihayet adaaanıım ilen dudu hanıımm olarak son günlerde böğürünceye kadar kadım görmüş olan eyüp kardeşimizin mekanını şereflendirdik. Neyse ki fön çok uzun süren bişiy olmadığından işimiz çabuk bitti. Tabii kuaför maceramız esnasında sosyal gözlemler yapma ve bir de dudu hanımlan "kutu kutu pense" oyunu oynamak şansına nail olduk.

Sonra pervin hanım, adaanımlan bendenizi bizim malikaneye bıraktı. Valideaanım kışın kıtlık olacağından dolayı, kankası nazmiş hanımlan salça ectivitesi yapmaktaydı. Adaaanım ile biz onlara bi selam çakıp, kendimizi bizim sekizgen odaya kapattık. Malum düğünümüz vardı ve tüm oynar eklemlerimizi ısıtmamız gerekmekteydi. Konu ile ilgili olarak çok kıymetli insan Burhan Öcal'ın Trakya All Star melodilerinden bi kuble teknik destek de aldık, kendilerine teşekkürü borç biliyoruz...

Gerdan kırma, göbek atma, kalça kıvırma işlemi bittikten sonra, eh artık düğün esvaplarımızı giyelim, acık süs püs yapalım dedik. Yüce rabbimin şükür ki geniş zamanlarında yaratma lütfunda bulunduğu bizler, ufak tefek rötüşlar sonrası ellerimizi açıp üç kulhu bir elham okuyarak hamd-u senamızı da dile getirdik. Birbirimize bakıp "tütttüüü 41,5 kere maşalla" demeyi de ihmal etmedik tabii ki.. Gerçi itiraf ediyorum, dudu hanım ikimiz de yüzbin kere cebinden çıkaracak güzellikteydi:)))

Hazırlıklarımız tamolunca, canım validemin elini öpüp hayır duasını aldıktan sonra malikanemize yürüme mesafesindeki nikah salonuna yollandık. Yalnız yol üzerindeki insan yavrularının yüzlerindeki huşu ifadesiyle bizi süzmelerine bir anlam veremedik...:P

Salona ulaştığımızda, az bi erken gidelim derken, erken olayını abartmış olduğumuzu idrak etmemiz uzun sürmedi. S, M ve Z iki insan olarak. Düğün sahibi edalarında misafirlere "hoş geldiniz" deme görevi üzerimize kaldı velhasıl...

Çevre hanım, 412 ve sevgili eşi seço, levo ve sevgili eşi nazo neyse ki çok geç kalmadılar da, can sıkıntımız uzun sürmedi. Pervin az kuru hanımın da gelmesiyle organize işler olarak menemen çömleği gibi diziliverdik.:)

Veee nihayet Purçak ve Haldun için kader anı geldi. Biyonik sesli memurun sorusunu "EVET" olarak cevapladılar, tabii biz de hep birden şahit yazıldık bu duruma. Salonun kapısından kocaman siyah şapkalı, siyah döpiyesli, sarışın bir kadın yüpyüksek topuklu ayakkabılarıyla girip "Bu nikah kıyılamaz, çünkü onlar kardeş" de demediği için gökten kafamıza küttedenek üç adet elma düşüverdiiii:)))))

Sonrasında bendeniz, aldığım yazılı talimat gereği iğne tutuculuğu görevimin başına geçtimm. Bi de elime nasıl geldiğini hatırlamadığım çiçeği henüz burunlarında olan kontrollü kopya çiftimizin nikah cüzdanları münasebetiyle "ehh artık sıra sende" konulu espriye "tabi ilmüü, tabii müh'min" sırıtışı yapmak zorunda kaldım. Sevgülü Halun'a uygun bir ücret mukabili satmayı planladığım cüzdanı, Purçamınn masum bakışları nedeniyle bedavaya vermek zorunda kaldım. Pişman diiilim, bi da olsa bi da yaparımm....

Sevgili okur, bi dur demiyon bana. Çoşmuşum ayolll. O yüzden yemek vukuatlarını yarın yazıcam.

İşte yarın okuyacakların;

- Çevre hanım düğünde kiminle yakınlaştı, bu yakınlaşmayı belgeleyen Yuse hanımın başına ne geldi?
- Pervin az kuru hanım neden çok içti?
- Düğünün en protokol insanı nasıl coştu, coşturdu?
- Yuse hanım ve gökbilim bey arasındaki gözsel dialogta neler konuşuldu?
- Gökbilim bey, gecenin dans atraksiyonu için neler söyledi?
- Gizli kamera ile Adaanıma şantaj yapıldı mı?
- K.K. turuncu kravatını söküp, kalçasına bağladı mı?
- Düğünün en ağır misafiri kalkar gibi yapıp, geri döndüğünde organize işleri gerdan kırarken yakaladı mı?
- Türkü söyleyen Adaanıımın, etolünü poposuna bağlayıp 9-8 lik ritim show yapan Yuse hanımın, halay çekerken yanlış adım basan pervin az kuru hanımın, bütün gece bütün kızları esir alan gökbilim beyin kankasının mesleki kariyerleri bitecek mi?
- Yukarıdaki fotoğrafta elin hanımla damat bey ne konuşuyorlar?

Bekliycen artık...

7 Comments:

  • At 2:49 ÖS, Blogger hephercokhic said…

    tabi araştırmacı gazetecilik eğitimini az da olsa almış olmanın verdiği mesleki rahatlıkla, olayları ince ayrıntılarına kadar verip, gizli şeytanları gözler önüne sermişsiniz mirim. ikimiz çok güzel haftasonu gaztesi çıkarırız kız. bak heves ettim. düğün olayını başka yönleriyle de yazabiliriz:)))

     
  • At 5:08 ÖS, Blogger nu'n said…

    ya adaaanımcım gönül ister tabi...

     
  • At 12:45 ÖS, Blogger hephercokhic said…

    bekle bekle kurdeşen oldum yaaaa....

     
  • At 2:53 ÖS, Blogger nu'n said…

    yerim ben senin kurdeşenini adanııım. ulen bi dur, bir otur canım kardeşim diyen mi vaaaa? yazık bana da yaaaaaaa, acıyınnnnnnn......

     
  • At 5:41 ÖS, Blogger hephercokhic said…

    offf offf onun üzerine kaç cemiyet geçirdik elimi erip de birini yazamadık ya. bu tembelliğin sonu nereye kadar bilemiyorum.

     
  • At 3:15 ÖÖ, Blogger ---OPTiO--- said…

    konusamam i tebrik ediyorum :) Allah mutlu etsin insallah....sevgiyle kalin ...

     
  • At 11:22 ÖS, Blogger hephercokhic said…

    ahhh ahhh optio. tabi mutlu etsin beni de allah da. beni birinden yeni kurtulmuşken:) evlenen ben değilimmmmm. purçak tarlamız evlendi...

     

Yorum Gönder

<< Home

 
eXTReMe Tracker